16 Mart 2013

Sarıyer Posta Gazetesi-Nisan 2013

Rezan Hanım ile Sevgili Berrin arkadaşımız sayesinde tanıştık.Kilyos Güzelleştirme Derneği’nde Kuş Gözlemciliği ve Kuş Göçünü anlatıp meraklıları bilgilendirmemiz için bizi davet ettiler.Çevredeki gönüllülerin uğraşı ile oldukça aktif bir dernek olduklarını gördük.Küçük bir yerde büyük işler yapan bir gurupla karşılaştık o gün.Meraklı soruları cevapladık İKGT olarak.Yaşadıkları yerin ve şehrin güzelliklerinin farkında olan insanlar,bölgesine sahip çıkmak isteyen insanlardı gördüklerimiz.

Rezan Hanım çok güzel resimler de yapan bir ressam ve Sarıyer Posta Gazetesi’ndeki köşesinde Nisan ayı yazısını bu ay için oldukça anlamlı olan Kuşlara ve Kuş Göçüne ayırmış.Kendisine teşekkür ediyoruz.



GÖÇMEN   KUŞLAR SARIYER  SEMALARINDA

İçinde olduğumuz Mart ayı ortalarından başlayarak, Mayıs sonuna kadar gözleriniz gökyüzünde olsun. Kuşların göç mevsimindeyiz. İstanbul Boğazı
ve Sarıyer tepeleri dünyanın üç büyük “Kuş Göç Yolu” ndan biri üzerinde.
İlkbaharda  güney yarıküreden  kuzey yarıküreye, sonbaharda ise ters yönde olmak üzere yılda iki defa gerçekleşen kuş göçünde, İstanbul-Boğaziçi’nin önemi büyük. Kuşların pek çoğu Afrika’nın en güneyinden 17 – 18 bin kilometre yol kat ederek geliyor, İstanbul Boğazı’nın en dar ve hava akımı en uygun bölgesinden geçerek yollarına devam ediyorlar. Sonbaharda, tersine göçte Ağustos sonu Eylül ve Ekim ayları Çamlıca tepeleri önem kazanıyor.

Göçmen kuşlar arasında bir mevsimde sayıları beş yüz binlere ulaşabilen leylekler en büyük sayıyı oluşturuyor. Kartal, şahin, atmaca, delice, doğan, akbaba ve çaylak türleri gibi pek çok yırtıcı kuş da göçmen kuşlar arasında.  Ötücü kuşların da sayısı az değil. Otuz farklı kuş türü İstanbul üzerinden geçiyor. Yırtıcı kuş türlerinden kara akbaba, şah kartal, büyük orman kartalı, küçük kerkenez küresel olarak nesilleri tehdit altında olan, uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınmış türler.

Ülkemizde toplam 313 kuş türünün yaşadığı biliniyor. Bu sayı göçmenlerle beraber 470 türe çıkıyor. Ülkemiz Avrupa’nın en zengin kuş çeşitliliğine sahip ülkelerinden biri. Kuş göçleri de bir doğa harikası, bir mucize. Kuzey güney yarı küreler arasındaki mevsimsel farktan dolayı, beslenmek için göçmek zorunda olan kuşların, hiç şaşırmadan belki de binlerce yıldır aynı göç yollarını izlemeleri… bu kadar yolu aşabilmek için bedenlerini  koşullara hazırlayışları… çoğunun her yıl aynı yuvaya gelip yerleşmesi… tek eşli yaşayanların farklı yollardan gelseler de buluşmaları… olağanüstü değil mi? Leylekler, yırtıcı kuş türleri, pelikanlar gibi su kuşlarının, kanat çırparak göç etmek yerine, karalar üzerinde oluşan hava termallerini kullanarak, minimum enerjiyle maksimum yol almayı
gerçekleştirmelerine ne dersiniz? Minnacık bir bülbülün göç boyunca üç bin
kilometre uçması şaşkınlık ve hayranlık uyandırmaz mı? Dünyanın
değişik ülkelerinden, bilim insanları ve  kuş gözlemcileri her göç mevsiminde bu şöleni  izlemek için İstanbul Boğazı’ na geliyor.

İngiltere’den dünyaya yayılmış  olan;  “kuş gözlemciliği” ve “kuş sesi
dinleme” dünyada ve özellikle gelişmiş ülkelerde doğa ile birlikte olmanın
yaygın bir yolu. Çocuklara ve her yaştan insanlara doğayı sevdirip kuşlar
vasıtasıyla farkındalığı artıran özel bir merak. Doğa sevgisi ve doğayı anlama merakı olan herkes için kuş gözlemciliği ve kuşların sesini dinleme her zaman, her yerde yapılabilir. Kuş gözlemciliği, dürbünün arkasında kendi belgeselini izlemektir, deniyor. Anlatılara göre; dürbünün ucunda, kanat açıklığı üç metreye yakın olan muhteşem bir kartalla karşılaşmak az heyecan mıdır?

Kuşlarla ve kuş göçleriyle ilgili linkleri veriyorum.
Birazcık heyecanlanan, merak eden bu linklerden kuşlarla ve göçle ilgili
bilgilere ulaşabilir ve yepyeni yaşam ufuklarına yelken açabilir.

www.kusbank.org www.ikgt.org www.trakus.org

Rezan Özger

www.rezanozger.com

16.03.2013