13 Ocak 2014

KOSKS Eğitim Arazisi (Büyükçekmece)

12.Aralık.2014 Pazar sabahı  14 kişilik katılımla İKGT - KOSKS eğitiminin arazi çalışması gerçekleşti. Haftalardır sunumlarda öğrenilen türlerin hepsi olmasa da başlangıç için yeterli bir kısmını Büyükçekmece Gölü'nde görebileceğimizden, o sabah birçok İKGT'li kilometreleri aşarak Mimar Sinan Köprüsü'nde buluştu. Gezi yazısını Mehmet Eren Yalman hazırladı, İKGT olarak kendisine teşekkür ediyoruz;
"Su kuşu tanımlama eğitiminin bitmesi ile her öğrencinin korkulu rüyası olan sınav günü geldi çattı. Bir önceki gece tekrarlarımızı yaptık ve her duruma karşın kitaplarımızı da yanımıza aldık.

İstanbul’un dört bir yanından sabah erken saatlerde kalkıp yola çıkanlar saat 9’da Mimar Sinan köprüsünde buluştu. Gözleme gelenlerin çeyreğinden fazlasının Tuzla ve Ömerli civarından olması, acaba o bölgede sayı üstünlüğü sağlanıp İKGT toplantılarının orada mı yapılmak isteniyor sorusunu akıllara getirdi :) Her şeye rağmen Tuzla ve Ömerli'den gelenleri kutluyorum.

Ergün BACAK bize tek tek gördüğümüz kuşların türlerini sordu. Tabi türün ismini söylemek yeterli değildi. Ayrıca neden o tür olduğunu da açıklamak zorundaydık. İlk olarak gördüğümüz kuğuların türlerini tahmin ederek başladık. Hocamızı çok iyi dinlediğimiz hemen ortaya çıktı. Türün Sessiz Kuğu olduğunu ve bunu her yaşta görebileceğimiz göz ile gaga arasında ki siyah bölgeye bakarak anladığımızı hemen söyledik.  Türlere Yeşilbaş, Kaşıkgaga, Flamingo, Kızılbacak, Kara kızılbacak, Suçulluğu ile devam ettik.

Sumru adasını da yakından gördük. Yazın 50 kadar sumru çiftinin yaklaşık 2 metre karelik alanda yuva yapması hepimizi şaşırttı.

Mimar Sinan köprüsündeki gözlemi bitirdik ama karnımızda zil çalmaya başlamıştı. Nihayetinde tür tanımı yapmak yorucu bir işti. Aç aç sınava devam edilmez deyip kahvaltı arası verdik. Hemen köprünün yanındaki mekânda gözlemelerimizi yiyip, çaylarımızı içtikten sonra zaman kaybetmeden ikinci gözlem noktamız olan baraj kapaklarına gittik.
Her zaman olduğu gibi bolca Karabaş martı ve Karabatak bizleri burada karşıladı. Elmabaş patkaları da görür görmez tanımladık.
İkinci noktadaki gözlemi bitirip araçlara geri dönerken üzücü bir manzara ile karşılaştık. Sorumsuz bir kişinin sigarasını sazlıklara atması sonucu patikanın yanında bulunan sazlıklar yanmaya başlamıştı. Kuru sazların rüzgârın da etkisi ile harlı bir şekilde yanarken çıkardığı ses hala kulaklarımızda çınlıyor.

Üçüncü ve son gözlem noktamız gölün otoban ile kesiştiği noktadaydı. Burada ilk dikkatimizi çeken yolun yanındaki binanın üzerindeki Kerkenez oldu. Ardından dikkatimiz binanın bahçesinde bulunan iki yavru köpeğe kaydı.  Yavrular bizi çok sevmiş olacak ki gözlem boyunca bize eşlik ettiler.

Araçların yanından gözlemi yaptıktan sonra kuşlara daha yakından bakabilmek için göl yatağında yürümeye başladık.  Ayaklarımızın çamura batmaya başladığı yerde teleskopu kurup türlere bir de buradan baktık. Burada gördüğümüz iki kuğu türünü karşılaştırıp, Çamurcunu da çamurda yürürken gördükten sonra araçlara geri dönüp ileride bir kez daha teleskopu kurduk. Burada Kaşıkçı görüp resmi olarak gözlemi bitirdik.
Bizlere sıkılmadan toplantılarda türleri tanıtan, bunun üzerine bir de bugün bizleri araziye götüren Ergün BACAK’a herkes adına bir kez daha teşekkür ederim.
Fotoğraf : Soner ÇETİNKAYA , Taner ŞEKERCİOĞLU ( Kerkenez fotoğrafı )"