9 Şubat 2014

5 Şubat 2014 Toplantı Özeti


Yaklaşan ilkbahar göçüne hazırlık olarak planladığımız sunumların ilki Ömral Ünsal Özkoç'tan geldi ve bize genel olarak göçü, göç çeşitlerini, dar boğaz göçünü ve göçte görebileceğimiz yırtıcı olmayan türleri anlattı.  13 kişilik katılımın olduğu toplantının detayları ise şöyle;

Göç, çeşitli genetik ve fiziksel koşulların uyarımı sonucu iki alan arasında düzenli olarak tekrarlanan nüfus hareketi olarak özetlenebilir. Yeni uçan yavruların yaptığı saçılma hareketi veya besin kıtlığı dönemlerinde yaşanan işgal hareketleri göç olarak değerlendirilmiyor.
Dar boğaz göçü, özellikle süzülerek göç eden kuşlarda görülen, kara parçalarını bölen büyük karasal veya denizel engellerde kuşların daha kolay süzülebilecekleri dar boğazları seçmesinden yola çıkılarak geliştirilmiş bir terim. Bu, Türkiye'de karaların birbirine iyice yaklaştığı İstanbul Boğazı ile örneklenebiliyor.

Süzülerek uçmak dediğimizde karşımıza termal hava akımı kavramı çıkıyor. Isınan kara parçalarından yükselen sıcak havanın yarattığı akımlar, özellikle büyük kanatlı kuşlar için kullanışlı bir taşıyıcı. Daha az enerji sarf ederek daha uzun yol kat etmelerine yardımcı oluyor. Sular üzerinde su buharından kaynaklı daha güçlü termaller olabilmesine rağmen daha düzensiz oluşları kuşların karaları tercih etmesinin temel sebebi.
Daha sonra pelikanlar, leylekler ve turnalar geldi. Ak pelikan ve leylek mesafenin de etkisiyle birbirine karışabiliyor a dostlar! "Bu fotoğrafta kaç leylek var?" diyen Ömral'ın ak pelikanları hevesle sayan taze KOSKS'çu kuşçulara bakarken gözlerindeki parıltı unutulmayacak! Uzun bacaklar ve uzun boyun görmeden her gördüğümüz siyah beyaz kanada leylek dememeyi öğrendik böylece.

Gri balıkçıllar ve turnalar yine boyun tutuşlarından ayrılabiliyor. Keza turnalar ile leyleği ayırmanın yolu da leyleğin parlak beyazının gözümüzü alıyor olmasından geçiyor.
Göçte karşımıza çıkabilecek ve kaçırmak istemeyeceğimiz türleri de dağ cılıbıtı, boğmaklı ardıç, alaca sinekkapanla örnekleyebiliriz.

Kısa süren sunumun ardından hemen kalkmak istemeyen katılımcıların gündemi ister istemez göç yolları üzerindeki tehditlere kaydı. YHT'nin kuş sürüsüne çarpmasının ardından sarf edilen "Kuşlar zamanla alışacak ve yollarını değiştireceklerdir." cümlesi, göçün evrimsel gelişimi sohbeti eşliğinde yerden yere vuruldu. Göç çeşitleri bu kısımda ayrıntılandırıldı ve birdir bir göçü üzerinde uzunca duruldu. 3. köprü, 3. havaalanı ve kanal İstanbul gibi ekolojik akla zarar projeler ve bunların özellikle kaybettirdiği alan nedeniyle göçü zorlaştıracağı konuşuldu.

Sunumu buradan indirebilirsiniz.

Göç yaklaşırken kuştan vazgeçmek akıl kârı olmaz, yapmayın, kuşla kalın!

İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu ayda iki kez olmak üzere iki haftada bir çarşamba akşamları düzenli olarak toplanıyor. İstanbul ve kuşların ağırlıklı olarak konuşulduğu bu toplantılar oldukça verimli geçiyor. Tüm detaylarıyla Yelkovan mail grubundan da takip edebileceğiniz bu toplantıları Nazlı Avcılar yazıyor.
İlgili sorularınız için "İletişim" menüsünden bize ulaşabilirsiniz.