4 Kasım 2014

15 Ekim 2014 Toplantı Özeti

Bu haftanın ana gündem maddesi 30 Ekim'de Orman ve Su işleri Bakanlığı 1. Bölge Müdürlüğü ile görüşülecek konulardı. Ancak 30 Ekim'de yapılacak toplantı 12 Kasım tarihine ertelendiğinden dolayı bu haftaki İKGT toplantısında toplantıda görüşülecek maddeler konuşulmadı.

Dilek GEÇİT bu yıl gittiği Cernek Halkalama kampında çektiği videoları bizler ile paylaştı.Videolar sayesinde Cernek Kuş Halkalama istasyonunu yakından tanıdık. Kuşların hangi yöntem ile yakalandığını görüp , lisanslı uzman halkacılar tarafından nasıl halkalanıp tekrar doğaya salındıklarını izledik.

Toplantının sonunda Ergün Bacak bizlere daha önceden hazırlamış olduğu Biyokaçakçılık sunumunu yaptı. Kısaca sunumun özeti;

Türkiye, zoocoğrafik konumu, topoğrafyası, iklim değişiklikleri ve jeolojik devirlerdeki değişimlerden dolayı biyolojik çeşitlilik bakımından zengin bir özelliğe sahip olmuştur. Bu zenginlik pek çok açıdan Avrupa'yı geride bırakmaktadır. Ülkemiz sıcak nokta olarak belirlenen İran-Anadolu, Kafkas, ve Akdeniz havzalarının üzerinde konumlanmakta ve sınırları içerisinde 3 sıcak nokta havzası bulunduran tek Avrupa ülkesidir.


Peki nedir bu sıcak nokta kavramı ?

İngiliz ekolog Norman Myers, 1988 yılında, korumada öncelikli bölge anlamında ‘Sıcak Nokta’ kavramını ortaya attı. Myers ve Uluslararası Doğa Koruma Örgütü (Conservation International-CI) dünya üzerindeki bitki türlerinin yüzde 44’ü ile kuş, memeli, sürüngen ve çiftyaşarların yüzde 35’ini içeren, buna karşılık toplam olarak dünya yüzeyinin yüzde 1,4’ünü kaplayan 25 ‘sıcak nokta’ belirledi. Belirlemede öncelikli olarak bitki örtüsü dikkate alındı. ‘Sıcak Nokta’lar, Filipinler, Yeni Zelanda, Pasifik adaları, Brezilya ve Türkiye dahil birçok ülkenin topraklarını kapsıyor.


Amanoslar’daki geyik böcekleri (Lucanus cervus akbesianus)’nden, Sivas’ın şifalı balıklarına (Garra rufa), Doğu ve İç Anadolu’nun uludoğanları (Falco cherrug)’ndan Doğu Karadeniz’in Kafkas engereği (Vipera kaznokovi)’ne kadar pek çok tür yurtdışına kaçırılıyor.

Kaçırılan türlerin fiyatları birkaç dolardan binlerce dolara kadar talep bulabiliyor. Canlıların bir kısmı canlı, bir kısmı ölü kaçırılırken, bazılarının yumurtaları, bazılarının da farklı uzuvları alınabiliyor.

Kelebek

Türkiye’de 381 tür ‘ gündüz kelebeği’ yaşamaktadır. 381 türün 45 türü endemik ve 21 tür endemiğe yakındır (Populasyonun %60’dan fazlası Türkiye’de). Tüm Avrupa’da toplam 482 kelebek kaydedilmiştir.


Böcek

Hymenoptera takımından Bombus arıları ve Bal arıları (Apis mellifera) seralarda ve tarlalarda tozlaşmayı sağlaması ve genetik çeşitliliği/verimi arttırabilmek amaçlı yurtdışına götürülmektedir.

Özellikle Coloeptera takımından Amanos’larda yaşayan bir tür olan ‘Akbez Geyik Böceği’ (Lucanus cervus akbesianus) son yıllarda Japonlar tarafından evcil hayvan ve koleksiyon amaçlı talep edildiğinden, ülkemizde tehlike altındaki türlerden biri olmuştur.

Balık

Türkiye'de 236 tür iç su balığı bulunmakta ve bunların 61'i endemik türdür. Ayrıca yaklaşık 480 tür deniz balığı vardır.

Doktor balık (Garra rufa) sağlık merkezlerinde tedavi amacıyla kullanılmaktadır. Sivas’ın Kangal ilçesinden yurt dışına götürülen balıklar buralarda üretilip, hem ülke içindeki sağlık merkezlerinde kullanılmakta hem de diğer ülkelere pazarlanmaktadır.

Pek çoğu ülkemize endemik olan dişli sazancıklar (Aphanius anotoliae, Aphaninus mento, Aphanius fasciatus, Aphanius sureyanus, Aphanius danfordii,…), pek çok Avrupa ülkesinde akvaryum balığı olarak satılmakta ve üretilmektedir. Bu türlerin canlı bireylerinin yanısıra dayanıklı yumurtaları da izinsiz ülkemiz dışına çıkabilmektedir.

Amfibiler

Kuyruklu kurbağalar (semenderler) ve kuyruksuz kurbağalar olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Ülkemizde 30 tür bulunmaktadır. 8 tanesi ülkemize endemiktir. Besin, hobi ve bilimsel araştırmalar için kaçırılmaktadırlar.

Sürüngenler

Ülkemizde 120 tür bulunmaktadır. 120 türün 12’si ülkemize endemiktir.

Sürüngenler zehirleri, derileri yumurtalarının yanında koleksiyon amaçlı veya bilimsel çalışmalar için yurt dışına kaçırılmaktadır.

Son yıllarda özellikle güzel renk ve desenlerinden, seyrek bulunuşlarından veya gramı binlerce dolara satılan zehirlerinden dolayı Şeritli Engerek (Montivipera xanthina), Vagner Engereği (Montivipera wagneri), Kafkas Engereği (Vipera kaznakovi) gibi birçok engerek türü toplatılıp yurtdışına kaçırılıyor.

Bununla birlikte Ev Yılanı (Zamenis situlus), Kafkas Yılanı (Zamenis hohenackeri), Urfa Yılanı (Spalerosophis diadema) gibi zehirsiz veya yarı zehirli türler de güzel görünüşleri bakımından yurtdışına sıkça kaçırılanlar arasında.

Bukalemun (Chamaeleo chamaeleon) ve kara kaplumbağası (Testudo graeca) gibi türler evcil hayvan dükkanlarına satılmak üzere en çok toplanan ve zarar gören türlerden.

Kuşlar

Ülkemizde 474 tür bulunmaktadır. Endemik bir tür bulunmamasına rağmen populasyonunun büyük miktarı ülkemizde olan türler vardır. Bunlar Anadolu sıvacısı (Sitta krüperi) ve Kızıl şahin (Buteo rufinus).

Ülkemizde düzenli olarak görülebilen kuş türü sayısı 364’tür. Avrupa Kıtası’nda bu sayı 524 olduğunu düşününce, bütün Avrupa Kıtasındaki kuş türü sayısının %70’inin ülkemizde görülmesi oldukça büyük bir zenginliktir.

Saka, florya, iskete gibi ötücü türler kafes kuşu olarak beslenmek için yakalanmaktadırlar. Atmaca, Ulu Doğan, Gök Doğan gibi türler yakalanarak Orta Doğu ülkelerinde avcılıkta kullanılmaktadır.

Memeliler

Ülkemizde 169 tür bulunmaktadır.7 tür Türkiye'ye endemiktir. Türkiye’de endemik memelilerin tamamı küçük memelilerdir. Büyük memeliler, ülkemiz dışında da yaşadığından ve genelde populasyonları ülkemizden daha çok olduğundan; aynı zamanda av hayvanları olduklarından kaçakçılık riskleri daha azdır. Bu türlerde doku veya kan örnekleri kaçırılması daha olasıdır.

Sunum sırasında video kaydı yapılmamıştır. Ergün Bacak tarafından hazırlanan biokaçakçılık sunumuna buradan ulaşabilirsiniz.

0 yorum:

Yorum Gönder